hazır asker askerlik muhayenesinde mesleğini soran yazıcıya culupçu dedi. yazıcı meslek bölümüne culupçu yazdı. akşam karakol komutanı yazıcının yazdıklarını kontrol etti. meslek bölümünü görünce culupçu kelimesini merak etti. anlamını araştırdı. ama bulamadı. karakol komutanı olarak ere de soramadı. erin evraklarını birliğine gönderildi. er askere alındı. erin kaydını yapan yazıcı askere de mesleğini culupçu diyen asker askerlik görevine başladı.askeri birlikte erden en üst kademedeki memur culupçu kelimesinin ne anlama geldiğini bilmiyordu. ama herkes birbirinden ayıplanmamak için soramıyordu. fakat askerde birliğin içinde aylak aylak geziyordu. en sonunda askere sinsile yoluyla mesleği soruldu. o da söylemek için bir davet verilmesi gerektiğini söyledi. ve ekledi. yoksa culupçunun anlamını açıklamam. askeri birlikte çok merak ettikleri culupçunun ne anlama geldiğini öğrenmek istiyordu. sırf bu nedenle ziyafet vermeye razı oldu. ziyafet günü herkes bir sahil kenarına gelip davet başladı. yenilip içildi. herşey bittikten sonra. asker bir kutu çıkardı. onu açtı içinden başka kutu çıktı. onu da açtı başka kutu böyle kutu içinden başka kutu çıka çıka. en sonuncu kutudan küçük bir taş çıkınca asker o taşı denize fırlatmış ve taş culup diye bir ses çıkarmış. askerde yanındaki meraklı kalabalığa işte culup bu demek demiş.