
nasrettin hoca günün birinde komşusuyla iddaya tutuşmuş. gece dışarıda kalırsın kalamassın diye. neyse iddayı kabul eden hoca bahçeye çıkıp başlamış beklemeye. çünkü iddanın sonunda yemek ziyafeti varmış. hoca dışarıda sabaha kadar beklemiş. zavallı soğukta pek üşümüş, titremiş. sabah olmuş komşuları gelmiş. hoca berbat haldeymiş. komşularına gece pek soğuk pek karanlıktı. uzaklarda bir ışıktan başka bir şey görünmüyordu demiş. keşke demeseymiş. hemen demişler komşuları ısınmışsın sen o ışıktan hem aydınlanmışsındır. onun için kaybettin iddayı hoca ne dedi ne ettiyse olmamış. kabul etmiş ziyafet vermereyi. buyrun demiş buyrun ziyafete bu akşam. gelmişler komşuları hep birlikte. ama pek hazırlık görememişler etrafta. yalnız hoca bi dakka bakıp geleyim diyor bir yerlere gidiyormuş. komşuları da pek merak ediyormuş. en sonunda demiş hoca şu yemeği bir karıştırayım geleyim. çıkmışlar komşuları hocanın ardı sıra. bakmışlar bahçede bir ağaca asmış bir kazan altına bir mum yakmış hoca yemeği karıştırıyor. olurmu hocam demişler bu mum ile bu yemek pişermi? hiç demişler. pişer demiş hoca pişer. ben nasıl ısındıysam uzaktaki ışıktan, bu kazanda pişer mumdaki ışıktan olmaz demişler komşuları. sen haklısın hocam bahsi biz kaybettik demişler ziyafeti vermişler. hoca ile birlikte afiyetle yemişler

|