
bir varmış bir yokmuş evvel zaman içinde kalbur saman içinde pireler berber iken develer tellal iken ben annemin beşiğini tıngır mıngır sallarken eskiden anadolunun küçük bir köyünde yoksul ve cahil bir köylü yalnız başına yaşarmış. bu köylü bir gün bir iş için şehre inmiş. şehirde işini bitirdikten sonra köylü köyüne dönmeye karar vermiş. ama şehre kadar inmişken buradan tatlı bir şey alıp yemeliyim diye düşünmüş. bu düşünceyle dalmış dükkanın birine ve cebindeki parayı verip bakkala şurdan tatlı bir şey ver demiş. bakkal bir köylüye bir paraya bakmış. ve çıkarıp bir adet sabun helvası vermiş köylüye. köylü helvayı yemiş yemiş helva o kadar tatlı imiş ki. köylünün tadı damağında kalmış. yine eline bir miktar para geçince inmiş şehre bulmuş bakkalı. ve anlatmış. sen demiş al bu parayı bana geçen gün verdiğin şeyden yine ver. bakkal nereden bilsin düşünmüş taşınmış aramış taramış en sonunda tarife uygun sabun bulup köylüye vermiş. köylü çıkıp bakkaldan düşmüş köyün yoluna tenha bir yere gelince açmış paketi başlamış sabunu yemeye tabi ıslanan sabun köpürmeye başlamış bizim köylü tatlanır diye yemeye devam ediyor ve birde hiç boşuna hapırıp köpürme hapırsanda köpürsende ben seni yiyeceğim demiş.
yazan:Bayram Yandım

|
|
 |
|