© 2013 Powered by Bayram All rights reserved. Tüm Hakları Saklıdır © 2012-2013 | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. bayramca - NİNİK SERÇE YAVRUSU
   
 
  NİNİK SERÇE YAVRUSU
MİNİK SERÇE YAVRUSU
 
Bir varmış bir yokmuş evvel zaman içinde kalbur saman içinde kaf dağı ormanında bir serçe ailesi yaşarmış. Anaç serçenin yuvasındaki yumurtalar bir bir çatlamışlar, minik yavrular yumurtadan çıkmışlardı. Sadece bir yumurta çatlamamıştı. O yumurtadan çıkması gereken yavru sanki çıkmak istemezmiş gibi bekliyordu. Nihayet günler sonra o yumurtada çatladı ve nazlı yavruda yumurtadan çıkarak kardaşlerinin arasına katıldı. Anaç serçe geç doğan yavrusuna nazlı adını koydu. Nazlı en küçük yavru olduğu için bütün aile ona özel ilgi göstermeye başladı. Herşeyi ile özel olarak ilgileniliyordu. Bu yüzden Nazlı’da nazlandıkça nazlanıyordu. Nihayet yavru kuşların uçma vakti gelmişti. Bütün yavrular kanat çırpıp uçarken Nazlı uçmak istemiyordu. Ana baba serçe baktılar ki Nazlı yavru uçmak istemiyor. Onu yuvada bırakıp yiyecek toplamak için uçmaya karar verdiler. Nazlı yavruyada yuvadan ayrılmamasını tenbih ettiler. Yuvada yalnız kalan nazlı yavru meraklı gözlerle çevresine bakarken yaramaz bir çocuk elindeki sapan ile yuvaya bir taş atmazmı. Olacak bu ya o taş Nazlı yavruya isabet edip onun yere düşmesine sebep olmuştu. Sendeleyerek yere düşen nazlı yavru can havliyle bir çetlenbik avacının dalına konabilmişti. Bu davetsiz misafir karşısında şaşıran ve kızan çetlenbik: --Kimdir izinsiz benim dalıma konan diye gür ve korkunç sesiyle haykırmış --Benim diyebilmiş Nazlı serçe yavrusu yaralı bir serçe yavrusuyum. --Çabuk git dalımdan misafiri sevmem ben diye gürlemiş çitlenbik ağacı. Bu konuşmaları duyan selvi avacı dallarını eğivermiş serçe yavrusuna --Buyur nazlı serçe benim misafirim ol demiş -- Ah teşekkür ederim demiş serçe can havliyle selvinin dalına tırmanmış. Selvi bakmış ki minik serçe yaralı yanıbaşındaki çam ağacına seslenmiş. --Hey komşum çam ağacı dalımda nazlı ve minik bir serçe var hemde yaralı ben gidersem düşebilir. Sen git hekimbaşı zeytin ağacını çağır da şu minik serçenin yarasına bir baksın demiş. Bunu duyan çam ağacı koşar adım hemen gidip hekimbaşı zeytin ağacını getirmiş. Zeytin ağacı minik Serçenin yarasını kontrol edip kendi yaptığı merhemlerle yarayı temizleyip sarmış ve hergün yaranın poansumanı için gelmiş. Nihayet minik serçenin yarası iyi olmuş. Minik serçe de dostlarına teşekkür edip kanat çırparak ailesinin bulunduğu yuvaya uçup gitmiş. Yuvaya minik şerçenin döndüğünü gören ailesi sevinçten düğün bayram etmiş. Bu olaydan sonra bir daha ailesinden ayrılmamaya karar veren minik nazlı serçe ailesinden özür dilemiş. Ailesi de minik nazlı serçeyi affetmiş bundan sonra bütün aile mutlu ve mesut yaşayıp giştmiş. Bu olayı seyreden doğa ana minik serçeye yardım eden selvi çam ve zeytin ağaçlarının yapraklarını dökmeyerek onların her mevsim yemyeşil kalmalarını sağlamış onlarda doğa ananın koynunda mutlu ve mesut yaşayıp gitmiş bu masalımız da burada bitmiş biz çıkalım kerevetine gökten üç elma düşmüş kim bilir kimin başına…
Yazan:Bayram YANDIM
 
 
 
Bugün 155023 ziyaretçikişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol