© 2013 Powered by Bayram All rights reserved. Tüm Hakları Saklıdır © 2012-2013 | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. bayramca - ORMANDAKİ ŞATO
   
 
  ORMANDAKİ ŞATO
Bir varmış. Bir yokmuş. Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde ormanın kıyısında yoksul bir çiftçi ailesi yaşarmış. Geçimlerini ormanın kenarındaki tarlalarını ekerek sağlarlarmış. Bu çiftçi ailesinin biri kız biri oğlan iki çocuğu varmış. Şehir yaşadıkları yere çok uzakmış. Bu yüzden çocuklar ne şekerin adını nede çikolatanın tadını bilirlermiş. Günler, aylar. Yıllar geçip giderken iki kardeşten oğlanın ismi Murat kızın ismi ise Ayşe birlikte ormanın içine gezmeye çıkmışlar. Orman o kadar güzelmiş ki: zümrüt yeşili ağaçların boyu nerdeyse göklere değecekmiş. Ağaçlar o kadar sıkmış ki, ağaçların arasından zar zor ilerliyorlarmış. İki kardeş ormanın güzelliğine kendilerine o kadar kaptırmışlar ve ormanda kaybolmuşlar. Akşam olmuş karanlık çökmüş. Gece kuşları ötmeye başlamış. İki kardeş ne yapacaklarını bilmez bir şekilde ormanda yürürken çok uzaklarda bir ışık görmüşler. Ne olursa olsun o ışığa doğru gitmeye karar vermişler. Yürümüşler yürümüşler nihayet ışığın bulunduğu yere gelmişler. Işık bir şatodan geliyormuş. İki kardeş şatoya yaklaşıp pencerelerinden bakmışlar. İçerde kimseler yokmuş. Karınları çok açmış. Ne olursa olsun şatonun içine girmeye karar vermişler. Şatonun kapısına gelmişler. Şatonun kapısı ardına kadar açıkmış. İki kardeş kapıdan içeriye girmişler. Şatoda kimseler yokmuş. Şato iki kardeşin daha önce hiç görmediği çikolata ve pastadan yapılmış. Şatoda her ne varsa çikolata ve pastadanmış. Çocuklar önce mutfağa girmişler. Orada yiyecek aramışlar pastadan ve çikolatan oluşan masa ve sandalyeler varmış. Yine yemek kapları pasta ve çikolatadan yapılmış. Daha fazla açlığa dayanamayan iki kardeş tabaklardaki yiyeceğin tadına bakmaya karar vermişler. Birer parça yiyince şaşkınlıktan nerdeyse küçük dillerini yutacaklarmış. Ömürlerinde bu kadar tatlı bir şey yememişlermiş. Büyük bir iştahla yemeye devam etmişler. Nafile pasta ve çikolatalar hiç eksilmiyormuş. İki kardeş tıka basa karınlarını doyurmuşlar. Çok yorgun oldukları için güzel bir uykuya dalmışlar. Sabah uyanınca yine pasta ve çikolata ile karınlarını doyurmuşlar. Günler böyle geçip giderken çocukların aklına başka çocuklar gelmiş. Yoksul çocuklar hayatları boyunca hiç çikolata ve pasta yememiş çocuklar için paketler hazırlayıp yola çıkmışlar. Geldikleri ilk köye varıp tek tek evin kapılarını çalıp karşılarına çıkan çocuklara pasta ve çikolata vermişler. Bunları yiyen çocuklar. Çok mutlu olmuş. O günden sonra iki kardeş devamlı şatodan çikolata getirip dağıtmışlar. Ve dünyadaki çocukların mutluluğu için çalışmışlar. Dikkat edin çocuklar bu iki kardeş sizin kapınızı da bir gün çalıp size çikolata ve pasta verebilir.

Bayram YANDIM
 
 
 
Bugün 154945 ziyaretçikişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol