GEMİCİK   Ali dede yaşlı ton ton sevimli bir adamdı. Çocukları çok sever onlar yanına gelince onlara masalar anlatır. Şekerler verir. Nasihatler ederdi. Ali dedeyi en çok torunu Hasan severdi. Okuldan gelince hemen dedesinin yanına koşar. Okulda başından geçenleri ona anlatırdı. Yine böyle bir gün Hasan okuldan gelmişti. Hemen Ali dedenin yanına koştu. Ali dedenin elinde tahta parçaları vardı. Hasan merakla sordu. --Bu tahtalarla ne yapacaksın dede --Sana güzel bir gemicik yapacağım --Peki gemicik yüzer mi --Elbette yüzer bırakırız dereye --Peki ne zaman biter --Hemen başlarsak bu gün biter --Tamam o zaman dede hemen başlayalım. Nasıl bir şey olacak çok merak ediyorum. Ali dede ve Hasan birlikte atölyeye geçtiler. Ali dede eline aldığı keser ile tahtaları yontarak tutkal sürdü. Geminin gövdesi tamamdı. Gövdenin üstüne bir düz tahta tutturdu. Ortasına uzun bir direk dikti. Daha önce hazırlamış olduğu yelken bezlerini direğe yapıştırdı. Artık gemicik yüzmeye hazırdı. Hasan ile birlikte dere kenarına gittiler. Sığ bir yerde Ali dede gemiciği suya bıraktı. Gemi başta biraz yalpa yapar gibi oldu. Sonra nazlı nazlı suda yüzmeye başladı. Ali sevinçten nerdeyse uçacaktı. Hemen dedesinin kucağına atladı onun pembe yanaklarına kocaman kocamın öpücükler kondurarak teşekkür etti. Ali dedenin yüzünde gülücükler ve bir çocuğu mutlu etmenin sevinci vardı.   Bayram YANDIM